Oynatıcıya atlaAna içeriğe atlaAltbilgiye atla
  • evvelsi gün
Youtube kanalımıza abone olun: ►https://goo.gl/USTWfS
Whatsapp iletişim Numaramız: ►+90 530 850 4500
Asker TV Canlı Yayın: ►http://www.askertv.com/canli-yayin
Instagram: ►https://www.instagram.com/askertv
Facebook: ►https://www.facebook.com/AskerTV
Twitter: ►https://twitter.com/askertv
Telegram: ►https://t.me/askertv
İnternet sitemiz: ►http://www.askertv.com
Haber sitemiz: ►http://www.asker.tv.tr

Kategori

🗞
Haberler
Döküm
00:00Davulla zurnayla yola çıkmış, bandoyla karşılanmışlardı.
00:11Sattıkları şey iş gücüydü.
00:13Tıpkı yıllar önce Cem Karaca'nın Almancılar şarkısında anlattığı gibi.
00:20Yine aynı şarkıda şu da anlatılıyordu.
00:22Bir yandan gurbet el onlara dön geri derken bir yandan da öz yurtlarında Almancı olarak anıldılar.
00:38Hollanda'da, Belçika'da, Fransa'da da yaşasalar ortak bir adları vardı artık Almancı.
00:47Oranın adetleri, alışkanlıkları ters geldi.
00:50Kimi zaman toptan reddetme yolunu seçtiler, kimi zaman da tam benimsememe yolunu.
00:59Ama yine de Avrupa topraklarında, Avrupalı yaşam tarzının arasında bir dizi değişim geçirdiler.
01:08Kılık kıyafetlerinden kullandıkları sözcüklere, bindikleri arabalara, getirdikleri hediyelere kadar.
01:16Bu sefer de, yılda bir kez geldikleri Türkiye'de garipsendiler, dışlandılar.
01:24Buraya geliyoruz yabancı, Türkiye'ye varıyoruz, Almancı.
01:28İçeride kalıyoruz.
01:29Ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranabildiler deyim yerindeyse.
01:38Benimseyemedikleri Avrupalı yaşam tarzı, get dolaşmayı körükledi, get dolaşma dışlanmayı.
01:47İçlerine kapandıkça dışlandılar, dışlandıkça daha da içlerine kapandılar.
01:52Bu kısır döngüde, bütün olumsuzluklar, karşılıklı olarak birbirini yeniden üretti.
02:02Ancak geçen zaman yavaş da olsa bir değişimi beraberinde getirdi.
02:08Yeni kuşaklar, daha iyi eğitim olanaklarıyla birlikte, artık yurt belledikleri yerlerde kök salmanın, iyi bir yaşam kurmanın gerekliliğini anlamışlardı.
02:18Kimi ticarete atıldı, başarılı oldu.
02:25Kimi aldığı eğitimi iyi değerlendirdi, söz sahibi oldu.
02:32Kimi siyasete atıldı, sesini duyurmaya çalıştı.
02:36Ben bir belirli bir gelişimden geçtim.
02:41Ailem destekledi, eğitim aldım, üniversiteyi bitirdim, avukatlık yaptım.
02:47Yani bir değişimden geçtim ve dolayısıyla da bu topluma natur bir şekilde uyum sağladım.
02:55Uyum sağlamak zaten budur.
02:58Çünkü uyum sağlamayı karşı tarafa bırakıp, siz uyum sağlamak nedir dediğinizde herkes farklı bir şey söyleyecektir.
03:07Siz farklı bir şey söyleyeceksinizdir.
03:11Belki yolda taşları dizen kişi farklı bir şey söyleyecektir.
03:18Veya bir doktor farklı bir şey söyleyecektir.
03:20Uyum herkesin gözünde farklıdır sonuçta.
03:23Fakat son yıllarda yeni bir sıkıntı bekliyordu Avrupalı Türkleri.
03:29Gittikçe artan yabancı düşmanlığı.
03:34Özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında Batı, İslam-Terör ilişkisine dair iddiaları saplantı haline getirdi.
03:42Bu da işleri her geçen gün biraz daha zorlaştırdı.
03:4690'lı yıllarda gittikçe artan ve 93'te Soningen faciasıyla kendini gösteren yabancı düşmanları,
03:5611 Eylül sonrasının korku ve paranoya ikliminde daha da güçlenme fırsatı buldu.
04:02Süreç aşırı sağcı ve ırkçı partilerin yaşam hakkı bulmasıyla başlamıştı.
04:12Buna kendilerini merkezde konumlayan siyasetçilerin ayrımcı söylenmeleri de eklenince,
04:18deyim yerinde ise meşrulaştı.
04:242008'e gelindiğinde ise peş peşe yangın haberleri gelmeye başladı Almanya'dan.
04:29Ludwig Saf'ın, Gelsen Kirşen, Aldingen, Kreuzberg, Marburg sırasıyla
04:35hemen her gün nedeni bilinmeyen yangın haberleri dinledik, okuduk.
04:40Bugün artık Avrupa'da İslam korkusunu da kullanarak yükselen yabancı düşmanlığı,
04:47üzerinde düşünülmesi ve ivedilikle çözüm aranması gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor.
05:04Herkese göçmenler ve göçmenler.
05:10İçerideki yabancı düşmanlarla, içerideki yabancı düşmanları arasındaki kırmızı hat.
05:27Hollandalı siyasetçi Theo van Gogh bu caddede, tam da bu bulunduğumuz noktada öldürüldüğünde
05:33bütün Avrupa ayağa kalkmıştı.
05:35Çünkü Van Gogh, Teslimiyet adında İslamiyet karşıtı bir film çekmişti.
05:40Ve onu öldüren de, Fas kökenli Hollanda vatandaşı bir Müslümandı.
05:45Hollanda bugünlerde yine bir filmi konuşuyor.
05:47Yine bir siyasetçi sinemacılığa soyundu.
05:51Bu kez Gert Wilders, Fitne adlı bir film çekti ve bütün Müslüman dünyasının tepkisini topladı.
05:57Aslında sadece Hollanda'nın değil, bütün Avrupa'nın konuştuğu bir konu,
06:00yükselen radikal sağ akımlar ve ne yazık ki onların körüklediği İslam korkusu.
06:06Böylelikle Avrupa'nın yeni bir kırmızı hattı oldu.
06:10İçerideki yabancı düşmanlarla, içerideki yabancı düşmanları arasındaki kırmızı hat.
06:18Ve bu kırmızı hattın nasıl aşılacağına da yine içerisi karar verecek.
06:23İkinci Dünya Savaşı sırasında Dünya Tarihi'nin gördüğü en şiddetli ırkçılık akımlarına tanık oldu Avrupa.
06:34Ve yine Dünya Tarihi'nin utanç tablosu Yahudi soykırımına ev sahipliği yaptı.
06:40İkinci Dünya Tarihi
07:10Bu yönde çıkardığı sert yasaları var çünkü aynı acı deneyini bir daha yaşamak istemiyorlar.
07:20Ama buna rağmen Avrupa ırkçılık belasından yakasını sıyırabilmiş değil.
07:26Aslında Neofaşizm, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki faşist hareketleri tanımlamak için kullanılan bir terimdi.
07:36Fakat 80'lerden sonra geçirdiği dönüşüm ve özellikle son 20 yılda kazandığı ilme bu hareketlerin başındaki neo yani yeni önekini tarihsel bir sıralamayı tanımlamaktan öteye götürdü.
07:53Neofaşist akım başta İtalya olmak üzere Batı Avrupa çapında yükseliyordu.
08:01Bu süreçte hem içeriği ve tarzı değişti hem de kendine özgü yeni bir dinamik de geliştirdi.
08:071980'lerden itibaren kendini gösteren yeni radikal sağ dalganın kimi unsurları şöyle sayılabilir.
08:18Fransa'da Le Pen, Avusturya'da Jörg Hayler, Almanya'da Cumhuriyetçiler veya Alman Milli Halk Birliği,
08:27biraz daha küçük figürler olsa da Belçika filamanlarının faşizan sağ partisi Williams Block ve Belçika Neofaşist Hareketi.
08:37Bu figürlerin İkinci Dünya Savaşı öncesi nasyonel sosyalist akımla ciddi anlamda ideolojik bağları var.
08:55Ve işin korkutucu tarafı mevcut yasalara karşın bunu pek de gizleme gereği duymuyorlar.
09:03Bir de yeninin de yenisi sağcılar var.
09:07İlk akla gelen örnekler İtalya'da Berlusconi
09:10Ya da Hollanda'da Pim Fortune Hareketi
09:16Onlar da aslında radikal veya aşırı sağcı kabul ediliyor ama bir farklı.
09:26Hem daha modern hem de daha canlı bir damarı temsil ediyorlar.
09:30Klasik Neofaşizm'de ancak bu yeni damara girebildiği oranda başarı kazanabiliyor.
09:39Ya da bu damardan beslenerek kendini dönüştürüyor.
09:45Buna en çarpıcı örnek Avusturya'da Jörg Hayder'in yaptığı.
09:48Kimi zaman imalı ve ironik sözler, kimi zaman ucu açık ifadeler neredeyse siyasetinin bir parçası halindeydi Hayder'in.
09:58Ve aynı Hayder, nasyonel sosyalizme ideolojik olarak karşı çıkmadı.
10:07Yalnızca tarihsel bir olay olarak mesafe aldı.
10:11Bu da beraberinde nasyonel sosyalizmin iyi yönlerinin ayıklanmasını getirdi.
10:17Ve doğal olarak da meşrulaştırılmasını.
10:20Örneğin üzerinde en çok durduğu iyi yönlerden biri istihdam politikasıydı.
10:27Nazizmin tam istihdam başarısını tam da işsizliğin arttığı bir dönemde cazip bir örnek olarak sundu.
10:35Ne de olsa kendi işsizliğinden göçmen işçileri sorumlu tutanların hiç de azımsanmayacak sayıda olduğu bir ülkede siyaset yapıyordu.
10:45Ve bu, nazi ideolojisini meşrulaştırmanın en kolay ve kısa yoluydu belki de.
10:53Hayder bunu popülist politikaları için kullandı ve biraz da abarttı belki.
11:00Ancak Avrupa genelinde özellikle küresel daralmaların yaşandığı dönemlerde,
11:05ekonomik kriz ortamlarında faturanın hep yabancı göçmenleri çıkarıldığı da bilinmeyen bir gerçek değil.
11:12Çünkü bir yandan üretim yapıları değişiyor, öte yandan dünya pazarlarının üretim merkezleri ucuz iş gücüne sahip 3. dünya ülkelerine kayıyor.
11:24Bunun sonucunda da işlerini ülkelerindeki göçmenler nedeniyle kaybettiğini düşünen Avrupa halklarına hıncını almak için tek bir hedef kalıyor.
11:33Hemen yanı başındaki komşusu Ayşe, Fatma ya da Hasan.
11:44Almanya'da her ekonomik krizde, her resesyon devrinde, ki her 7 senede bir olurdu şimdi uzayarak çıkıyor, hep fatura göçmenlere çıkarılmıştır.
12:1366'da ilk ekonomik krizde, 67'de Türklerin buradaki iş anlaşmaları feshedilmiştir.
12:1873'teki ekonomik krizi 2 yıl sürmüştür ve 74'ten sonra biliyorsunuz Avrupa Birliği dışından göçmen göndermesi durdurulmuştur.
12:2881'deki kriz 3 yıl sürmüştür.
12:31Geri dönüş primleri, 10.500 mark primleriyle işveren işçi payları, emeklilik sandığını ödenen işçi payları hemen ödenerek Türkler Türkiye'ye dönmeye teşvik edilmiştir.
12:4291-94 yılları arasındaki kriz, geri 7 senelik bir arayla 4 sene sürmüştür ve aşırı sağcı gençler, Nöhn ve Solingen'de 5 kadınımızı yakmışlardır.
12:53Göçmen sınırlamasından, teşvik ödenerek gönderilen işçilerden şiddete uzanan bir süreç bu.
13:03Peki tüm dünyanın küresel bir daralmayı konuştuğu ve sıkıntılarını çektiği 2008'de durum ne?
13:082008'de gelinen noktayı da ekonomiye bağlamak hiç zor değil aslında ve önümüzdeki yıllara ilişkin öngörüde bulunmakta.
13:18Son kriz, bizim bir suçu var.
13:20Küresel daralmanın da çevresiyle 2001'den beri süren kriz hala bir sona ermedi.
13:252008'de hala krizden kurtulmuş değiliz.
13:28Almanya yaşlanan bir toplum, işsizliğe karşı çare bulamıyor, sosyal devlet küçülüyor.
13:33Bunun faturasını da birinin ödemesi lazım.
13:35Onu da buradaki göçmenler ve Avrupa Birliği dışından gelen en büyük göçmen grubu olan biz ödüyoruz.
13:41Ben şuna inanıyorum ki eğer Almanya bugün %5'lik, %6'lık büyüme hızını sağlar, eski gücünü bulursa bu yabancı düşmanlığı, İslamofobi bitecek.
13:52Fakat maalesef ben bir ekonomistim söyleyeyim.
13:55Almanya'da kolay kolay ekonomik büyüme olmayacağı için biz bu yabancı düşmanlığı, Türkofobi ile yaşamak zorunda kalacağız.
14:05Bu noktada devreye refah şövenizmi kavramı giriyor.
14:11Ve bununla birlikte Avrupa'nın bir refah adası olarak korunması gerektiğine ilişkin kaygılar gitgide artıyor.
14:18Ve bu kaygılar Avrupa'daki radikal sağ hareketlerin Avrupa'ya ve Avrupa Birliği politikasına ilişkin görüşlerine damgasını vuran temel motif halinde.
14:30Bu temel motif neredeyse siyasal yelpazenin tümüne etki ediyor.
14:34Hatta bununla kalmayıp apolitik diye tanımlanabilecek olanları bile etkileyen bir motif haline geliyor.
14:42Genişleme Avrupa değerlerini tehdit ediyor.
14:46Bu cümle genel anlamda Avrupa sağının Avrupa Birliği politikalarına ilişkin eleştirilerini ifade ediyor.
14:53Yalnızca aşırıların değil.
14:56Hatta ılımlı politikalarıyla tanınan yeşillerin söylemine bile sinmiş bu yaklaşım.
15:01Gerçek şu ki Almanya'daki Türk toplumunun içinde geniş bir kesim modern değerlere uygun bir yaşam sürdürmüyor.
15:13Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de veya Kayseri'de yaşayanlara göre çok daha geri kalmış bir kitle söz konusu.
15:18İzmir'de, Kayseri'de
15:20Hollanda'nın ve Hollanda'da yaşayan yabancı kökenli insanların, Türk kökenli insanların ve Avrupa'da yaşayanlar için imaj sorunu çok büyük bir problem.
15:33Bu imaj sorunlarına bir şey yapmadığımız sürece problemler de üst üste gelecek.
15:38Buradaki yaşayan insanlar Hollanda için çok önemli.
15:44Hollanda ekonomisi için çok önemli.
15:46Hollanda'nın geleceği için çok önemli.
15:48Ben o zaman her zaman diyorum şu tartışmaya artık bir adım ileri götürsek çok daha iyi olacak.
15:53Böyle bir şey var.
15:55Sanki yabancılar sadece burada entegrasyon sorunuyla karşı karşıyaymış gibi bir bakış açısı var.
16:02Bu çok yanlıştır.
16:03Burada yabancılar da konut problemi vardır, iş problemi vardır, sağlık problemi vardır.
16:09O açıdan diğer burada yaşayan insanlardan farklı değillerdir.
16:15Ama biraz evvel iş konusunda söyledim.
16:19Gençlerin iş bulması daha çok zor olduğunu, yabancı kökenli olduğunda bu bir araştırmada ortaya çıkmıştır.
16:27İşverenlerin dörtte biri ayrımcılık yaptığı ortaya çıkmıştır.
16:34Şimdi bizim barış içinde beraber yaşamamızda tam böyle biraz olanak olacakken ekonomik kriz geldi.
16:39Ekonomik krizden sonra da bu yangınlar geldi.
16:42Bu yangınlardan sonra da suçlar bulunmayınca olay burada veya sorun haline geldi.
16:47Alman hükümetinin Türklere sinyal vermesi lazım.
16:49Sen benim burada vatandaşımsın, ben senin de hükümetinin demiştim.
16:53Bu eksik.
16:54İkincisi bu eyalet bakanlıklarının, on altı eyaletin ciddi bir göçmen politikası olması lazım.
17:01Kuzeyren Vespalya'nın Laşet'in programı haricinde ben doğrudur programı göremiyorum.
17:05Üçüncüsü belediyeler, bizim içinde yaşadığımız şehrin belediyeleri.
17:09Meslek eğitimi yeri açıldığı zaman o bölgede yaşayan göçmen kontenjanına göre genç göçmenleri de meslek eğitimini alması lazım.
17:17Bu Almanların yapacağı.
17:19Benim insanımın da burada bütün sivil toplum örgütlerinin bir eylem yapmamız lazım.
17:23Bu eylem nasıl olacak?
17:24Bir, çocuklarımızın meslek eğitimini, teşvik için bir eylem yapmamız lazım.
17:29Çocuklarımızın daha fazla okuması için bir eylem yapmamız lazım.
17:32Zira benim 940 bin kişilik bir öğrenci grubum var.
17:35Bunların çoğu başarısız.
17:36Ben size iyi yönlerini de sayarım.
17:3837 bin Türk öğrencisi, işçi çocuğu, Alman üniversitelerine gidiyor ama
17:42Türklerin yüzde 40'ı da burada ilk okulu bile bitirmeden okuldan ayrılıyor.
17:49Bizim de bu konuda bir eylem verilir yapmamız lazım.
17:53Bunu daha iyi anlamak için de sadece Sarkozy'nin ya da sadece Merkel'in demeçlerini incelemek yeterli.
18:01Söylenenler çok açık.
18:03Genişleme kavramıyla kimin kastedildiğiydi?
18:06Kaygı Avrupa Kalesi'nin düşeceği yönünde.
18:11Kaleye yönelik en büyük tehditin adı da belli.
18:16Türkiye
18:16Hal böyle olunca sayıları tüm Avrupa'da 3,5 milyonu bulan Türklerin
18:24üstelik Müslüman kimlikleriyle çok da rahat etmedikleri açık.
18:29Kimi zaman kültürel farklılıklar oluyor saldırının adı,
18:33kimi zaman dinsel farklılıklar.
18:36Kimi zaman entegrasyon denirken kantarın topuzu kaçıyor,
18:41işin ucu asimilasyona kadar uzuyor.
18:43Kimi zaman da herhangi bir tanımlamaya bile gerek kalmadan doğrudan şiddetle sonuçlanıyor saldırı.
18:50Kimsenin üzerinde durmadığı münferit diye tanımlanan ufak tefek saldırılar da olabiliyor bunlar.
19:08Solingen'de ya da Ludwig Saafen'daki gibi mızrağın çuvala sığmadığı durumlarda.
19:14Ve tüm bunlar yaşanırken ırkçı akımlarda beslenip serpilme olanağı buluyorlar.
19:22Serpilirken de bir yandan Avrupa demokrasilerinin kırılganlığını test ediyorlar.
19:30Neyin demokrasi zemininde, neyin ırkçılık ya da düşmanlık temelinde tartışılacağı belli olmuyor.
19:36Kimi zaman Danimarka'daki karikatür krizinde ya da Hollandalı siyasetçilerin film çekme meraklarında olduğu gibi
19:46İslam'a ve onun peygamberine açıkça yapılan hakaretler bile demokrasi ve ifade özgürlüğü şemsiyesi altında koruma görebiliyor.
19:57Tepkilerdeki ölçüyü ya da ölçüsüzlüğü de ayrıca tartışmak gerekiyor elbette.
20:02Ya da bir başka deyişle haklıyken haksız duruma düşmemek gerekiyor.
20:08Bunun yolu da belki fazla ciddiye almamaktan geçiyor.
20:13Ben her zaman şunu söylüyorum. Ne kadar çok ilgi verirseniz o kadar çok gündemde kalır bu tür politikacılar.
20:21O yüzden pek fazla ilgi vermenin anlamını görmüyorum.
20:24Bir de insanın dini kalbinde yaşıyordur.
20:27Birisi bir şey söylediği zaman o aniden dehşek diye de bir olay yok.
20:32Bu şekilde baktığınız zaman gayet rahatla tartışmaya girebilirsiniz.
20:37Hollanda özgürlükler ülkesi diye tanınan bir ülke.
20:43Ve her şey her zaman yapılabilir, konuşabilir, tartışabilir.
20:47Aynı zamanda kanunlarımız var.
20:51Bu kanunlar çerçevesinde uygun olmadığı zaman hakimler ortaya girer.
20:57Fakat tüm bunların ötesinde Avrupa'da gittikçe yükselen yabancı düşmanlığı ile birlikte körüklenen İslam korkusu sorunun temelini oluşturuyor.
21:07Peki bu sorun nasıl çözülür?
21:11Bunun en akılcı yöntemini bu sorunla yaşayanlar üretiyor.
21:16Türkler kendilerini Türk kökenli Hollandalı ya da Türk kökenli Alman olarak, Avrupalı Türkler ya da Türk Avrupalılar olarak tanımlıyorlar.
21:31Yani diyorlar ki bizi dışarıdan gelen yabancılar olarak görmek yerine kökenleri farklı Avrupalılar olarak görün.
21:39Aslında ben kendimi burada şöyle tanımlıyorum, Avrupalı Türkler olarak tanımlıyorum.
21:45Ben artık Avrupa birleşirken, bu milletler bazında işte Hollanda, Almanya vs. konusunda,
21:51biz Avrupa'da Türkiye Türkler olduğu gibi, işte Kazakistan'da Türkler olduğu gibi,
21:57göçmenlik tarihinde hep böyle olmuştur.
21:59Biz de Avrupa Türkleriz.
22:00Belki 3-4 nesil sonra gerçekten işte Avrupalı Türkler olarak tanımlı, Avrupa'da yerimizi bulmuş azınlık grubu olarak tanımlı.
22:09Biz halen daha Avrupa'da bir azınlık grubu, resmi azınlık grubu statüsünde değiliz.
22:13Biz işçi statüsündeyiz veyahut işte Hollandalı alıhton diyor, bilmem ne diyor.
22:17Ama azınlık statüsüne girdiğimiz zaman, Avrupalı Türkler olarak tanımlı, Avrupa Birliği bizi azınlık statüsüne koyduğu zaman,
22:23o zaman genel olarak tanımlı haklarımızı daha çok savunacağız.
22:25ve buranın yerleşik bir milleti olarak, Avrupalı Türkler olarak anlayacağımızı düşünüyorum.
22:32Aslında göçün ilk yıllarında, yaygın tabirle,
22:36birinci kuşağın göç ettiği yıllarda Avrupalılar,
22:40ekonomilerini düze çıkarmak için gelen işçileri bağırlarına basmışlardı deyim yerindeyse.
22:55Yine göçün ilk yıllarında,
23:06kara kafalı olmak,
23:08Avrupalılar için egzotikti.
23:10Hatta, göçmenlerin yaşadıklarını anlatmak bakımından,
23:13simgesel önemi olan bir öykü dolaşır dilden dile.
23:17O yıllarda berbere giden birkaç arkadaşın öyküsü bu.
23:20İşini bitiren berber,
23:23utana sıkıla bir şeyler anlatmaya çalışır Türklere.
23:26Dil problemi olduğu için,
23:28güç bela derdini anlatır.
23:31Hayatında hiç kara saç görmediğini söylerken,
23:35kestiği saçları saklamak için izin isteyen berberin öyküsünden bahsediyoruz.
23:44Ve kara kafa görmek,
23:46onlar için ilginçti.
23:50O göçmen kitlesi içinde,
23:54o berbere gitmek ya da alışveriş yapmak amacıyla arada bir çarşıya çıkmak ilginçti.
24:00Çünkü o anlar,
24:02işten eve servis araçları ile taşındıkları için,
24:06fabrikaları dışında,
24:07bulundukları ülkenin toplumu ile temas ettikleri nadir anlardan biriydi.
24:12Beklenti yabancı işçilerin,
24:16daha doğrusu misafir işçilerin,
24:19bir süre çalışıp,
24:20ekonomiye katkıda bulunup,
24:22geri döneceği yönündeydi.
24:24Fakat misafir işçiler geri dönmedi.
24:27Geri dönmemekle kalmayıp,
24:29gitgide çoğaldı.
24:31Bunun sonucunda da,
24:32ev sahibi ülkeler,
24:34biz emek ithal ettiğimizi düşünüyorduk,
24:36insan değil,
24:38şaşkınlığıyla karşı karşıya kaldı.
24:39Göç sürecinin başında büyük hatalar yapıldı.
24:45Biz misafir işçiler gelecek ve,
24:47zamanı gelince de geri dönecekler zannediyorduk.
24:49Ancak bu öyle olmadı.
24:51Göç kalıcılaştı.
24:52Bu nedenle bir uyum politikası geliştirmekte geciktik.
24:55Ancak geç de olsa,
24:56Almanya göç ülkesi olduğunu kabul etti.
24:59Şu anda bir ulusal uyum politikamız var.
25:01Kaybettiğimiz zamanı geri kazanmaya çalışıyoruz.
25:06Evet, aslında ortadaki anlaşma çok netti.
25:09Avrupa'ya savaş sonrası eksilen iş gücünü karşılayacak,
25:14niteliksiz işçi sıfatıyla gelen misafir işçiler,
25:18bir dönem para kazanıp geri dönecek,
25:20işçi gönderen ülkelerde döviz ihtiyacını karşılayacaktı.
25:24Gelenlerin yüzde altmışı bu anlaşmaya uydu,
25:32işlerini bitirip evlerine döndü.
25:35Ancak özellikle 74'teki petrol krizinin etkisiyle,
25:39misafir işçiler,
25:40kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle,
25:43geri dönme riskine girmek istemedi.
25:45Ev sahibi ülkelerde,
25:48her ne kadar göç yollarını kısıtlasalar da,
25:51bırakın elindeki hazır işçileri göndermeyi,
25:54sağladıkları çeşitli kolaylıklarla,
25:57eş ve çocuklarını getirmelerine de olanak tanıdı.
26:00Bunun üzerine birçok işçi,
26:02eşim gelirse o da çalışır,
26:05daha çok kazanır ve,
26:06daha çabuk döneriz mantığıyla hareket etti.
26:09Ama bu da öyle olmadı.
26:12Her şeyden önce,
26:13aileler de gelince,
26:15işçiler daha iyi konutlar,
26:17çocuklarına eğitim olanağı istedi.
26:20Bunları yavaş yavaş elde etmeye başlayınca da,
26:23sosyal devletin diğer olanaklarının farkına varmaya başladılar.
26:28Daha önceleri,
26:29kiraladıkları kiliselerde eda ettikleri bayram ve cuma namazları için,
26:34cami talep ettiler.
26:36Sonrasında da sayılarının arttırılmasını.
26:40Bu talepler,
26:42ilk başlarda tepki görmeden,
26:44yerine getirilmeye çalışıldı.
26:46İki farklı kültür arasındaki farklılıklar da,
26:50işte o zaman fark edilmeye başlandı.
26:53Asıl güçlü engeller,
26:55kültür ve dindi.
26:58Ki artık günümüzde,
27:00kültür farklılığı kavramı,
27:02her ikisini de kapsıyor gibi görünüyor.
27:05Örneğin,
27:06toplumların birbirine alışmaya çalıştığı yıllarda,
27:08Yunan ve İtalyan olan diğer Akdenizli işçi grupları,
27:13seküler ve sol görüşlü bulunuyordu.
27:15Bu yüzden de kolaylıkla grup olarak belediyelerde temsil hakkını elde ettiler.
27:21Bunun sonucunda da toplumsal ve kültürel projelere katılımlarına olanak tanınmış oldu.
27:26Bu da ülke siyasetine ulaşmaları için kanal oluşturdu.
27:31Oysa Müslüman kökenli gruplar aşırı milliyetçi ve antidemokratik bulunuyordu.
27:38Özellikle de Türkler ve Faslılar.
27:41Bu beraberinde farklı bir yaklaşımı getirdi.
27:55Müslüman gruplar ilk defa toplu olarak değerlendirmeye tabi tutuldu ve bu tuhaf bir gerekçeye dayandırıldı.
28:03Bu insanların toplu olarak bulundukları camiler ve lokaller denildi.
28:10Yapı olarak da yangın emniyeti açısından da berbat durumda.
28:14Onlarla temasa geçelim ve koşulları iyileştirelim.
28:17Böylelikle bu binalardaki olası bir yangın ya da tatsız bir olay durumunda belediye sorumluluktan kurtulacaktı.
28:28Bu amaçla onlarla temasa geçildi.
28:31Yoksa onların da siyasi talepleri olabileceği ve bunları iletmek isteyebilecekleri için değil.
28:39Gerçi bu bile ehveni şerdi.
28:42En azından kurumsal bir ilişki başlamıştı.
28:45Böylece Müslüman gruplara ekstra hizmetler sağlanması kabul edildi.
28:51Ama bu arada ilginç olaylar da yaşanmadı değil.
28:55Filistin İntifadasına destek vermek amacıyla sonradan ismi değiştirilen Lahre'deki Mescid-i Aksa Camii'nin öyküsü gibi.
29:03Müslüman namazını evlerden bozmanı mescitte kıldıktan sonra hep beraber buraya geliyorlar.
29:18Kapıları falan kırıyorlar o zaman.
29:21Binayı işgal ediyorlar.
29:23İçeri giriyorlar.
29:24İçerideki sinagog olduğu için içerisinde masa, sandalye, sıra falan varmış.
29:30O sıraları o gün kaldırıp ikindi namazını da o gün için içeride kılıyorlar.
29:37Bu bir başlangıç oluyor tabii.
29:39Kırk gün içeride kalıyorlar.
29:43İçeride kalanların yeme içme ihtiyaçlarını dışarıdakiler karşılıyor.
29:47Değişerek vardiya usulü dışarıdakiler içeri giriyor.
29:51Bu sefer dışarı çıkanlar içeridekilerin yeme içme ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
29:55Kırk gün sonra belediye de artık bakıyorlar ki biz bunları artık dışarı çıkaramayacağız.
30:02Yönetim kurulunu davet ediyor.
30:04Tamam biz binayı satmaya karar verdik.
30:06Buyurun gelin binayı size satıyoruz.
30:08Avrupa'daki Türk camiliğinin çoğu sadece birer ibadethane değil.
30:14Süpermarketiyle, çay salonuyla, lokantası berberiyle,
30:18hatta kadın ve gençlik kollarıyla birer toplumsal faaliyet merkezi işlevi görüyor.
30:25Bu durumun içinde yaşanan toplumdan ayrışmayı getirdiği iddiaları da var elbette.
30:31Ancak bunun Avrupalı Türkler için kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğu da bir başka iddia.
30:38Aynı durum yerleşim yerlerinde de geçerli.
30:40Avrupalı siyasetçilerin temel itiraz noktalarından biri bu.
30:49Topluca yaşıyorlar, topluca çalışıyorlar, toplum yaşamına karışmıyorlar şeklinde.
30:58Benim çevremdeki Türkler bende pozitif etki bırakan olumlu insanlar.
31:03Ancak Almanya'da kendi içine kapanan ve dışa açılmaya niyeti olmayan bir kitleden de söz etmek lazım.
31:08Bu elbette doğru değil.
31:09Burada yaşayanların birbiriyle irtibat kurması, bir araya gelmesi gerekiyor.
31:14Barışçıl bir yaşam, yaşanan ülkenin dilini öğrenmekle mümkün.
31:17Buradaki Türklerin çoğu çok iyi Almanca konuşuyor.
31:20Ancak negatif örneklerden de söz etmek mümkün.
31:26Bahsi geçen dett dolaşma da kendi kendine olmadı elbette.
31:31Seksenlerdeki bunlar kalıcı mı gidici mi sorgulaması, misafirler için farklı algılara da yol açtı.
31:38Ne tamamen haklarından mahrum bırakıldılar, ne de tamamen eşit muameleye tabi olabildiler.
31:45Benim üç çocuğum, dolayısıyla üç odalı ev hakkım var diyen göçmen işçi,
31:52senin kültürün falanca yerde yaşamaya uygun değil, ancak filanca yerde yaşayabilirsin yanıtıyla karşılaştı.
32:00Ya da göçmen işçinin çocuğu, üniversiteye gitmesine olanak sağlayacak liseler yerine meslek okullarına yönlendirildi.
32:10Yine benzer bir gerekçeyle.
32:13Senin kültürün farklı, üniversitede yapamazsın.
32:16Hem erkenden meslek edinsen iyi olur.
32:19İşte bu ayrımcılık göçmenleri iyice kapattı.
32:25Dili ve dini yüzünden uğradığı ayrımcılık, diline ve dinine daha fazla sahip çıkmasını sağladı.
32:33Ben artık Almanlarla bir araya gelmeden yaşama durumuna sahibim.
32:39Neden?
32:40Türk ayneleri yüzde doksan biri çanak ve kablo üzerinden Türk televizyonu izliyor.
32:46Türk gazetelerinin tıracı üç yüz bini geçti.
32:49Artık diskoteklerimizi bile ayırdık şey olarak.
32:53Yani biz barış içinde yan yana yaşıyoruz.
32:57Bu anlatılanların birebir örneğine Essen'de rastladık.
33:01Bir Türk kıraathanesi.
33:04Türk radyoları dinleniyor, Türk televizyonları izleniyor.
33:09Her şeyiyle herhangi bir Orta Anadolu kıraathanesinden farksız.
33:18Ocakçı hariç.
33:20Çek bir çay daha kibar söyleniyor burada.
33:31Yalıtılmışlık o kadar belirgin ki camlar bile buzlu.
33:41Galiba nerede olduklarını bir süreliğine de olsa unutmak için.
33:45Çünkü gün geçtikçe koşullar kötüleşmiş.
33:49Şu anda örneğin Almanya'da yüzde on civarında olan işsizlik oranı,
33:55Almanya'daki Türkler arasında yüzde otuzlarda.
33:57Bu da umutsuzluğu körüklüyor.
34:02Türklerin burada yüzde 43,4'ü fakirlik sınırının altında yaşıyor.
34:07Yani bizde bir umutsuzluk başladı.
34:09Aslında gelir dağılımındaki adaletsizlik Avrupa'nın da sorunu.
34:14Örneğin bizim ölçülerimize göre çok da büyük sayılmayan
34:17650 bin nüfuslu Esen şehrinin bu mahallesinde kişi başına düşen yıllık gelir 120 bin avroyken,
34:27çok değil 10 kilometre ötede bir başka mahalleye geldiğimizde ise bu rakam 10 bin avroya kadar düşüyor.
34:34Ve bu aradaki uçurumdan en çok etkilenenler ise göçmenler ve göçmenlerin büyük çoğunluğunu oluşturan Türkler oluyor.
34:41Koşullar zaten kötü.
34:46Buna bir de yıllardan beri süren ayrımcılığın son zamanlarda şiddete dönüşmesi eklenince yaşam daha da zorlaşıyor.
35:02Yükselen radikal sağ akımların özellikle genç nüfus üzerinde etkili olabildiğini söylemek yanlış olmaz.
35:09Almanya'da yakın zamanda düzenlenen Eyalet İçişleri Bakanları zirvesinde açıklanan bir araştırmanın sonucu oldukça çarpıcı.
35:19Fershung Institut adlı bir kuruluş tarafından yapılan araştırma,
35:24gençlerin, özellikle 18 yaş altı gençlerin bu tür akımlardan ne kadar etkilendiğini ortaya koyuyor.
35:3161 farklı şehirden 50 bin öğrenci arasında yapılan bir araştırma bu.
35:37Buna göre ülkede çok fazla yabancı var yargısına öğrencilerin 3'te 1'i tamamen katılıyorum yanıtını verirken 3'te 1'i de büyük ölçüde katılıyorum diyor.
35:5013 öğrenciden 1'i, ki yaklaşık %7'ye karşılık geliyor, ırkçı arka planı olan bir suç işlediğini itiraf ediyor.
36:00Bu suçları şöyle saymak mümkün,
36:03gamalı haç taşımak ya da duvara gamalı haç çizmek,
36:07yabancı malına zarar vermek,
36:09bir yabancıya karşı şiddet uygulamak.
36:11araştırmanın 18 yaş altı öğrenciler arasında yapıldığını bir kez daha anımsadığımızda,
36:21tüyler ürpertici bir sonuç bu.
36:23Çünkü %7 hiç de azımsanacak bir oran değil.
36:27ve araştırmanın işi yabancı düşmanlığından çıkarıp kültürel boyutunu,
36:34ya da daha açık söyleyelim, dinsel boyutunu ortaya koyan kısmı.
36:409. sınıf öğrencilerinin 5'te 1'i,
36:43İslam düşmanı eğilimli olarak tanımlanıyor bu araştırmaya göre.
36:47Bu da şu anda sıklıkla tartışılan İslamofobi kavramının önümüzdeki yıllarda daha sık karşımıza çıkacağını gösteriyor.
36:59Bu çocuklar büyüdüğünde yani.
37:03Dünyada terör kelimesinin önüne İslam getirilmektedir.
37:12İslami terör, İslamcı terör gibi.
37:15Bunlar yanlıştır.
37:18Kabul etmemiz mümkün değildir.
37:22Aynı şekilde,
37:27Hristiyani terör dedense bunu da kabul etmemiz mümkün değildir.
37:32Aynı şekilde,
37:35Musevi terör dedense bunu da kabul etmemiz mümkün değildir.
37:41Burada bir gerçeği söylemek istiyorum.
37:45Bugün,
37:46Bugün,
37:46Bu gün,
37:46Bugün,
37:47Bugün,
37:47Antisemitizmi,
37:51Nasıl ki bir insanlık suçu olarak,
37:54Kabul etmişsek,
37:57Bu şekilde bunu ilan ediyorsak,
37:59Bu konuda Avrupa medyasına da önemli görev düşüyor.
38:12Fakat Avrupa medyası daha çok kışkırtıcı bir rol oynamayı tercih ediyor.
38:17Almanya'da İslam insanlar tarafından çok az biliniyor ve ciddi önyargılar var.
38:27Alman ve Avrupa medyası daha çok kriz ve skandal durumlarından hareket ederek haberlerini hazırlıyor.
38:32Sorun aslında İslam'la ilgili değil.
38:34Yasalara aykırı davranışlar sorun.
38:37Örneğin zoraki evlilikler veya çok içine kapalı olup, batılı yaşam tarzının dışında yaşayanlar tekil olaylar olmalarına rağmen,
38:43Medya tarafından İslam'a karşı eleştirel bir yaklaşım geliştirmek için fırsat olarak kullanılıyor.
38:52Fakat yine de,
38:58Ortalama bir Avrupalının İslamiyetle ya da Müslümanlarla herhangi bir derdi yok aslında.
39:04Fakat korkuları körükleyenler,
39:0720 yıl içinde Avrupa nüfusunun büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturacağı
39:11ve daha da önemlisi Avrupalı hayat tarzını değiştireceği iddiasından besleniyorlar.
39:18Fakat yine de,
39:19Ortalama Avrupalı ya da bir başka deyişle,
39:22Makul çoğunluk,
39:23Sağduyusunu korumakta kararlı gibi görünüyor.
39:26Şu anda Sağduyunun galip gelmesini ummaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.
39:32Huntington'ı ve onun medeniyetler çatışması tezine haklı çıkaracak gelişmeler,
39:38insanlık için yeni bir felaket anlamına gelebilir.
39:41Fakat umut etmenin dışında elinden bir şeyler gelebilecek olanlar da var.
39:56Ve şimdilik ellerinden geleni yapıyorlar.
39:59Farklılıkların bir arada yaşaması için başlatılan girişimler önemli.
40:06Örneğin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eş başkanı olduğu Medeniyetler İttifakı projesi.
40:11Bize göre Medeniyetler İttifakı da 21. yüzyılın küresel barış projesidir.
40:28Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği bu projenin mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecektir.
40:38Sözde kıyamet habercilerine göre, felaket senaryolarına, çatışma tezlerine bugüne kadar verilen en etkili, en anlamlı cevap olacaktır bu çalışma.
40:53Ya da sinemacı siyasetçilerin ülkesi Hollanda'nın Adalet Bakanı Ernst Hirschbali'nin alokton, yani yabancı sözcüğünü kullanmayalım önerisi.
41:06Ben alokton kelimesinin literatürden çıkarılmasını değil, halk arasında kullanılmamasını istedim.
41:21Çünkü Hollanda'da doğmuş biriyle, Hollanda dışından gelen biri arasındaki anlaşmazlığı kaldırmak için yabancı kelimesinin çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
41:31Hollanda vatandaşı olan çok sayıda Türk, Paslı ve diğer milletlerden insanlar var.
41:36Hatta şunu söylemeliyim ki benim babam da mülteciydi.
41:48Aslında Avrupalı siyasetçilerin çoğundan duymayı umduğumuz dilekleri de var Hirschbali'nin.
42:06Samimiyetle söylediğini umduğumuz şu sözler, yaşama geçirilebilirse eğer, sorun da kendiliğinden ortadan kalkar zaten.
42:14Biz Hollanda toplumu olarak birbirimizi anlıyoruz, anlayışla karşılıyoruz farklılıkları.
42:24Ülke içinde herkese eşit barış ve adalet sağlamak için ve iç değerlerimizi korumak için bu farklılıkları anlamak zorundayız.
42:32Evet, ülkemizdeki bazı yayınlar olumsuz etki yarattı, bölünme hatları oluşturdu.
42:38Ama eğer birlikte yaşamak ve çalışmak istiyorsak, ortak bir dili konuşmamız gerekiyor.
42:43Bu ve buna benzer öneriler, öngörüler önemli.
42:53En azından orta vadede sağduyunun galip geleceğine dair umutları yeşertiyor.
42:59Ancak başta da söylediğimiz gibi, içerideki yabancı düşmanlarla, içerideki yabancı düşmanları arasındaki kırmızı hattı yine içerisi taşacak.
43:13İzlediğiniz için teşekkür ederim.
43:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:13İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:43İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:44İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:45İzlediğiniz için teşekkür ederim.
44:59İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:01İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:03İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:05İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:07İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:09İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:11İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:13İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:15İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:17İzlediğiniz için teşekkür ederim.
45:19İzlediğiniz için teşekkür ederim.

Önerilen