Taksim'de yürürken her zamanki gibi Mephisto'ya uğrayıp kitapları karıştırıyordum. Bir anda gözüme bir kitap çarptı. Arka kapakta şöyle yazıyordu: Gerçekten hakikati bilmek istiyor musun? Peki, hakikate ulaşmak mümkün mü? Evet elimde tuttuğum kitap 2021 yılında Kiraz Ağacı romanıyla Yunus Nadi Ödülü’nü kazanan T24 Ankara temsilcisi gazeteci Gökçer Tahincioğlu’nun Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm son kitabıydı. Sabahattin Ali cinayetini araştıran bir yazarın, kendi hakikatiyle de yüzleşmek zorunda kaldığı, kurmaca ile gerçeğin iç içe geçtiği sarsıcı bir romandı.
Ve Sevgili okur, bu kitap yalnızca bir cinayeti aydınlatmaya çalışmıyor, aynı zamanda anlatının doğasını da sorguluyor. Javier Cercas’ın "Hakikat öldürür, kurmaca kurtarır" sözüyle kurmacanın hakikate ulaşma biçimi olup olamayacağını tartışıyor. Gabriel García Márquez’in "İyi bir hikâye, gerçek hikâyedir" görüşüyle anlatının gücünü ve gerçeğin nasıl manipüle edilebileceğini gösteriyor.
Sabahattin Ali’nin karakterleri; Maria Puder, Macide, Ömer metnin içinde dolaşıyor. Cinayetin ardındaki sistemin izini süren bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış belgeler, failden çok, bu cinayetin nasıl kurulduğunu ortaya koyuyor. Devletlerin cezasızlık politikası, sürekli yeniden yazılan bir kurmaca mı? Hakikat dediğimiz şey, aslında en iyi anlatılan hikâye mi?
Kitabı okurken şu soru zihnimde dönüp durdu: Hangi hikâyeye inanıyoruz ve neden? Ben Sabahattin Ali’yi Öldürdüm, tam da bu sorunun romanı. Peki ya siz? Hakikati gerçekten bilmek istiyor musunuz?
Ve Sevgili okur, bu kitap yalnızca bir cinayeti aydınlatmaya çalışmıyor, aynı zamanda anlatının doğasını da sorguluyor. Javier Cercas’ın "Hakikat öldürür, kurmaca kurtarır" sözüyle kurmacanın hakikate ulaşma biçimi olup olamayacağını tartışıyor. Gabriel García Márquez’in "İyi bir hikâye, gerçek hikâyedir" görüşüyle anlatının gücünü ve gerçeğin nasıl manipüle edilebileceğini gösteriyor.
Sabahattin Ali’nin karakterleri; Maria Puder, Macide, Ömer metnin içinde dolaşıyor. Cinayetin ardındaki sistemin izini süren bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış belgeler, failden çok, bu cinayetin nasıl kurulduğunu ortaya koyuyor. Devletlerin cezasızlık politikası, sürekli yeniden yazılan bir kurmaca mı? Hakikat dediğimiz şey, aslında en iyi anlatılan hikâye mi?
Kitabı okurken şu soru zihnimde dönüp durdu: Hangi hikâyeye inanıyoruz ve neden? Ben Sabahattin Ali’yi Öldürdüm, tam da bu sorunun romanı. Peki ya siz? Hakikati gerçekten bilmek istiyor musunuz?
Kategori
🦄
YaratıcılıkDöküm
00:00Herkese merhaba. Bugün şahane bir konuğumuz var. İkimiz de aynı kurumda yer almamıza rağmen yeni tanıştık.
00:06Fakat ben ilk önce kendisinin kitabıyla tanıştım ve bir kitapçıda dolaşırken kapağa ilk ilgimi çekti ve bu kim derken aynı kurumda olduğumuzu gördüm.
00:17Kitap beni gerçekten büyüledi. Büyülemesinin nedenini de uzun yıllardır düşündüğüm gerçeklik ve hakikat arasındaki farkı çok net bir şekilde bana anlattığı ve kattığı değerler için yazara özel teşekkür etmek istedim ve birçok soru hazırladım. Kendisiyle buluşmak istedim. Hoş geldin Gökçen.
00:37Merhabalar Ebru, sağ ol. Çok teşekkür ederim.
00:40Sabahattin Ali cinayeti hakkında bugüne kadar birçok araştırma ve inceleme yapıldı. Sen ise belgeleri doğrudan sunmak yerine, gazetecilik tarafını çalıştırmak yerine bunu bir roman formatında bir kurgu ile sundun bizlere.
00:54Fikir nasıl, neden aslında bu kurguya ihtiyaç duydun?
00:59Aslında kitabın hikayesi 10 yıl öncesine falan dayanıyor. Hatta biraz daha eski de olabilir. Ben o zaman bu faili meçhul cinayetlerle ilgili bir çalışma yapıyordum.
01:10Aslında bunun tek başına bir iktidarın sorunu olmadığını, bir sistem sorunu olduğunu anlatabilmek için de her dönemden faili meçhul cinayetlerin izini sürüp o adalet mücadelesini veren ailelerle konuşmak istiyordum.
01:27O zaman Filiz Ali'ye de ulaştım. Sevgili Filiz Ali'ye o dönem bir mail atmıştım işte ben şuna başlamak istiyorum diye.
01:34O bana böyle çok kısa, çok net bir mail atmıştı. Dedi ki, yeni ne çıkartacaksınız ki, yeni ne söyleyeceksiniz ya da ben size yeni ne söyleyeceğim diye.
01:44Yani o dönem biraz tabii üzüldüm ama sonrasında biraz düşününce hani 10 yaşından beri bu adalet mücadelesini vermiş birisinden durmadan anlatan birisinden söz ediyoruz, hak verdim ve bu kez konu biraz benim için takıntıya dönüştü.
02:00Böyle uzun arayışlardan sonra işte kitaptaki belgelere eriştim ama o aşamada şunu da istemedim.
02:10Yani işte bunu düz bir haber, haberin bu kadar çabuk tüketildiği bir ortamda, hemen eski diye hemen normalleştiği bir ortamda böyle dümdüz bir haber olarak da vermek istemedim.
02:21Hem Sabahattin Ali'nin edebi gücü hem o edebiyatın kalıcılığı nedeniyle bunu biz de çok da neyi görülmeyen bir yöntemle yapabilir miyim, bir kurgu içinde anlatır mıyım, anlatabilir miyim düşüncesi belirdi.
02:37Ve oradan yola çıktık yani kitap bitene kadar aslında.
02:40Ama ödüllü bir edebiyat ödülü olan bir yazarsın sonuçta ve çok güzel kurgulamışsın, çok etkilendim bu anlamda.
02:47Ama benim için romanın en sarsıcı yanı hakikat, biraz önce de söylediğim gibi o hakikat ile gerçek arasındaki çizginin ne kadar kırılgan olduğunu göstermesiydi.
02:58Gerçekten orada çok ince, ki yatay zeka dönemindeyiz, artık her yatay, yapay zeka bir hikaye uydurabiliyor ve biz bunu gerçek olarak algılıyoruz.
03:09Ve gerçekmiş gibi alıntılar sunuluyor, basında da böyle, iç edebiyatta da birçok kurguda böyle.
03:17Gerçek dediğimiz şey yalnızca en iyi anlatılan hikaye midir yoksa insan her şeye rağmen en derininde hakikati bilir mi?
03:28İnsan günün sonunda bilir, kendine karşı dürüstse iyice bilir.
03:32Şimdi gerçekten hakikat arasında bir fark var.
03:34Yani biz hepimiz işte gözümüzün önündeki bir şeyi nasıl yaşandığını görüp daha sonra bu olayı anlatırken gerçekten böyle oldu diyebiliriz.
03:44Ama hakikat onun arkasındaki anlam artı bir değer, oradaki bir değer.
03:50Şimdi orada da ne yaşandığını ve hakikatin ne olduğunu yaşayanlar bilir.
03:57İşte günün içinde bir sürü şey anlatabiliriz, kendimizi bin bir türlü açıklayabiliriz.
04:04Ama işte kafamızı yastığa koyduğumuzda bunun nedenini bilebilecek olan sadece biziz.
04:10Gerçeği de sadece başkalarına anlattığımız dışındaki boyutunu anlattığımızda kendimize, buna cesaret edebildiğimizde diyelim.
04:18O hakikatte de karşı karşıya kalmış oluyoruz.
04:21Onun için hakikat bizde biraz ihmal edilen bir kavram, yani kendi başına el alınması gereken bir kavram.
04:28Onun farkını anlatabilmek ve insanları da, kendim de dahil tabii kendimi de buradan ayırmıyorum ama insanları da buraya davet edebilmek de bir mesele.
04:38Onun için hakikat kavramını hem önemsiyorum, hem toplumsal olarak önemsiyorum yaşadığımız bütün olaylar bakımında.
04:46Hem kişisel olarak önemsiyorum ki birbirlerine de çok sıkı sıkıya bağlı olduğunu düşünüyorum.
04:51Galiba burada bize birçok şey gerçekmiş gibi sunuluyor ya aslında insanlar da artık galiba bu yeni despotizmde de böyle bir şey var ya bilgi artık iyicene sömürülüyor ya
05:02ve biz gerçekmiş gibi birçok yalanları dinliyoruz.
05:07Benim kitabımdaki zaten oradaki ilgilendiğim konu da o.
05:11Yani o hakikat gerçek de değil de o hakikat işte o yüzden için olayların en derinine girmek belki de etkileyiciydi.
05:23Yani orada şey yani ben hakikati Türkiye'nin çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
05:30Hani bizim kişisel hayatımızda da şuna çok alıştırılmış durumdayız bana kalırsa.
05:37Olayları hem çabuk unutturmaya meyilliyiz hem de ardındaki ne olup bittiğini de çok anlamamaya.
05:46Yani komplo teorisiyle hakikati aynı şey değil çünkü.
05:49Yani hakikat gerçek bir yüzleşme, gerçekten neyin nasıl yapıldığını anlama ve sloganları hapsetmeden
05:58hakikaten değerler üzerinden konuşabilmeyi gerektiriyor.
06:03Ben kişisel hayatımızda da bunun çok yitirildiğini düşündüğüm için hani romanın başlangıç sorusu da bu.
06:10Gerçekten hakikati bilmek istiyor musun ya da buna erişmek mümkün mü diye.
06:15O nedenle bütün kurguyu da onun üzerine kurmaya çalıştım zaten.
06:20Yani belki romanı hani sadece bir Sabahattin Ali belgeleri acaba bunu mu anlatıyor,
06:26Sabahattin Ali'nin hikayesini mi anlatıyor, yaşama öyküsünü mü anlatıyor diye alabilen herhangi birisi
06:31o anlamda hayal kırıklığı yaşayabilir.
06:35Zaten böyle eleştiriler de var bu arada okudum birkaç eleştiri var hani onun için almışlar.
06:40Peki kahramanın kadınlarla ilişkisine gelirsek Sabahattin Ali'nin Kürk Bandıoğlu'nun
06:45Madonna'daki aşk anlayışının tam tersi gibi geldi bana.
06:49Maria Puder ile anlatıcının hayatına giren kadınlar arasında nasıl bir fark var?
06:54Kahramanımız aşkı sadece bir yanıltama olarak mı görüyor?
07:00Ya şöyle aslında bakarsanız hani o kadın erkek ilişkilerine bakarken o kişinin dönüştüğü şeye de bakmak gerekiyor bir biçimdir.
07:10Orada bir kayıp kavramı da var zaten.
07:14Kayıp sadece şununla sınırlı değil zaten yani kitap zaten bir cinayetle açılıyor yani kişisel bir cinayetle açılıyor.
07:21O yolculuğa çıkabilmesinin o cesareti bulabilmesinin gerekçelerine uzanıyor.
07:28Ve oradan Sabahattin Ali ile ilgili belgelerin peşinden koşmaya başlıyor.
07:33Şimdi kadınlarla ya da diğer insanlarla ilişkisine bakarken de şöyle eleştiriler alıyorum.
07:40Yani işte hani bugünümüz erkeği işte biraz böyle sosyopat mı işte pasif adresli bir çiftlik mi bu adam falan.
07:49Evet biraz öyle.
07:51Çünkü onlara sığınıyor.
07:53Ve aslında zaten hani bu yüzleşmeye biraz ondan da ihtiyacı var.
07:58Zaten kendi kayıklarıyla yüzleşiyor adam yani anlatıcımız diyelim kahramanımız.
08:03Kaybıyla yüzleşirken yani o cesareti gösterirken bir de yüzleşmesi gereken gündelik hayatı var.
08:09Yani yakınında duran, onu seven, değer veren insanları da.
08:14Çünkü hani kitaptaki önemli tezlerden bir tanesi bana kalırsa.
08:19İşte o acının gölgesine, onun enkazına sığınıp da hayatı oradan yaşamak çok konforlu ve çok kolay bir şey diğer taraftan.
08:28O nedenle hani yüzleşmek o konfor alanından da çıkmak demek.
08:34Çünkü bugün işte bir taraftan şöyle bir sorunsalımız da var bizim herkesin var.
08:40Hani yaşadığımız bir travma, yaşadığımız bir acı, yaşadığımız bir felaketten sonra kendimize hat bulabilmek gibi de bir davranış biçimimiz var yıllar sonra.
08:51Mağduriyetin gücü var orada mağdurun gücünü oynuyoruz.
08:55Kim bana bir şey diyebilir ki yani ben bunu yaşadım.
08:58Hani kahramanın o nedenle geçmişteki o cinayette yüzleşirken bir yandan da o acının gölgesinde yaptıklarıyla da yüzleşmesi ve kendini bulması gerekiyor ki bir toplum içinde böyledir.
09:12Yani yoksa siz geçmişte yaşadığımız bir olayla, bir savaşla, bir mücadeleyle, bir şeyle bundan sonra yaptığınız her eylemi açıklamaya başlarsınız.
09:23Ya da açıklama gereği bile duymazsınız yaptım oldu dersiniz.
09:26İşte hakikat ve yüzleşme kavramları tam orada devreye girer.
09:30İnsanın kendini bulması böyle yüzüne bir şey çarpması ama bana göre o cesareti göstermesi, romandaki ana karakterin kadınlarla olan kadınla olan aslında sevgisiyle olan ilişkisini
09:44hani yolculuğa çektikçe kendi yaptıklarını fark etmesi aslında hala hayatın içinde yaşarken kayıplarını fark etmesi, neyi aşındırdığını fark etmesi hem karşıda hem kendisini ancak işte o yolculukla mümkün olabiliyor zaten.
10:00Peki çok merak ettim cevaplama hakkın tabii ki var ama anlatıcı yüzde ne kadar gerçek seninle?
10:09Romandi için her zaman şeydir ben.
10:12Tabii ki hepsi kurgu ayrı bir konu.
10:15Bir taraftan da gerçektir tabii yani insan tanıklık ettiğine ya da kendi düşündüğüne dayalı yazdığı için ve dünyayı da kendi gözünden bir biçimde gördüğü için.
10:29Yani bir yüzde vermeyeyim ama her zaman ana karaktere yüklenmez bana kalırsa.
10:35Bazen hiç umulmadık bir karaktere yüklersiniz kendinizi, oradaki bir garipliğinizi, bir düşüncenizi vs.
10:43Bazen ana karakterin hiç olmadık bir davranışını da belirebilir ama kendim üzerimden değil ama gerçekçi bir karakter olduğumu düşünüyorum.
10:54Bence de kesinlikle.
10:57Peki Sabahattin Ali cinayetine biraz gelecek olursak tamamıyla faili meçhul kalabilirdi ama devlet resmi kayıtlara bir şekilde geçirdi bu cinayeti.
11:06Anlamak için soruyorum bunu.
11:08Devlet bazı cinayetlerin bilinmesini istiyor mu?
11:11Yani gerçeklerin saklanmak yerine onu kontrollü bir şekilde mi açığa çıkarır?
11:17Şimdi sadece bize özgü değil.
11:19Tüm dünyada değilinde.
11:21Tabii tabii.
11:22Dünyadaki cezasızlık sistemine ve darbe külliyatına baktığınızda şöyle bir şey görürsünüz.
11:28Mesela özellikle Latin Amerika'ya bakalım.
11:31Hatta şimdi çok taze Brezilya'daki darbe dönemine ilişkin bir filmi de izledim.
11:37Orada da bütün bu benzerlikler ne kadar büyük diye düşündüğümü izlerken.
11:41Hangi filmdi?
11:42Adı ne olduğunu şu an hatırlamıyorum izlediğim filmin ama başka bir oyuncusu olsaydı adaylarından biriydi.
11:49Kazanamadı maalesef bence çok hak ediyordu aslında.
11:54Ama şu orada da devletin bir biçimde herkesin gözü önünde önemli bir figürü gözaltına alıp daha sonra gözaltına aldığını kabul etmemesi ve ölümünü 20 sene sonra kabul etmesi söz konusuydu.
12:10Ama çok göz göre göre herkesin gözü önünde gözaltına alarak bunu yapıyor.
12:16Devletler bunu yapar.
12:17Bazı dönemlerde şuna ihtiyaç duyulur çünkü.
12:21Bir kişinin bu şekilde kaybolması ısrarla orada herkesin gerçeği bildiği hakikati bildiği aslında dipte herkesin hakikati bildiği olayda yokmuş gibi davranılması.
12:34Belki işte o darbeye zulme şuna buna karşı mücadele eden mücadele etme niyetini taşıyan binlerce insanın sinmesine neden olur.
12:46Korkmasına neden olur.
12:47Geri adım atmasına neden olur.
12:49Bazı dönemlerde buna ihtiyaç duyulur.
12:52Bu nedenle bazen bir insanın hiçbir biçimde izini bulamazsınız.
12:56Bazense işte böyle 77 yıl 78 yıl boyunca tartışılan bir cinayete dönüşebilir.
13:04Evet çok acı.
13:05Peki Ali Ertekin konusuna hani Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü söyleyen Ali Ertekin yıllarca tek fail olarak sunuldu.
13:14Bu devletin yani bu bir cinayet kurmacası mı bu yani asıl suç ve suçlu başka yerde mi?
13:24Ya şöyle ben her yerde şunu söylüyorum.
13:27Şimdi Sabahattin Ali cinayeti bence %98 oranında açığa çıkartılabilir bir cinayet.
13:33Yani devlet yıllar sonra çıkıp da evet kardeşim biz yaptık diye özür diliyoruz diye bir açıklama yapmadıysa ki yapmadı.
13:43Onun dışındaki %100'lük bölümü açığa çıkartılamaz.
13:46Bunun için bu belgeler de ancak işte daha önceki belgelerin üstüne ekleyerek hakikate ulaşmanın bir aracı sadece kitapta yer alan belgeler.
13:58Evet bir kurgu var döneme iyi bakmak lazım.
14:01İşte Türkiye Cumhuriyeti'nin halk değiştirdiği, Sovyetler Birliği ile bütün ilişkisini o dönem kestiği, içeride düşmanlar ilan edip bir de bunu Amerikan rejimine kanıtlamak için o düşmanlarla tırnak içinde mücadele ettiği,
14:21solcuların, komünistlerin sürekli bir baskı altına alındığı, işte NATO'nun yeni yeni kurulduğu o gladiovari yapıların oluşturulduğu bir dönemden söz ediyoruz.
14:34Mesela kitabın sonunda yazı dizisi bölümünde, romanda bir emekli generalin hatıraları anlatılırken tanık olduğu bir cinayeti anlatıyor.
14:46O zaman da Sabahattin Ali'nin öldürüldüğü ıstırancı ormanlarında Bulgaristan'a geçmek isteyen bir bilim insanının yakalanıp orada infaz edilip sonra da gömüldüğünü.
14:56Biz bu kişi ismini bilmiyoruz bak.
14:59Sabahattin Ali'ninkini neden biliyoruz?
15:01Sabahattin Ali de devlet isteseydi şunu yapabilirdi.
15:06Zaten yakınları Sabahattin Ali'yi sormaya korkuyordu çünkü kaçak yollardan kaçtığını ve sınırı geçtiğini düşünüyorlardı.
15:14Aylarca ortaya çıkmadı, nerede olduğu konusunda ses çıkartmıyorlardı.
15:19Kaçmış gitmiş bir yerde öldü mü kaldı mı ben ne bileyim demek çok kolay Sabahattin Ali için.
15:26Fakat bunun yerine 7-8 ay sonra Ali Ertekin diye bir adam ortaya çıkıyor ve bu adam devletin zaman zaman cezaevlerine sokup hadi bakalım solculardan bize bilgi getir dediği,
15:39insan kaçakçılığı yapan, insan kaçakçılığı yaptığını devlete de bildiren, ordudan atılmış ve verdiği ifadenin 50-60 yıl boyunca zerre dışına çıkmayan,
15:52ölene kadar dışına çıkmayan, çok sadık ve kurgusallığı çok şüpheli.
15:59Cinayeti itiraf etmesine rağmen sadece 2 sene cezaevinde yatıp bırakılan ve sonra da ferah fezah bir hayat süren bir figürden söz ediyoruz.
16:08Yani Sabahattin Ali'nin fişleme belgeleri özellikle kitaptaki şunu ortaya koyuyor.
16:14Bu kadar adım adım izlenen birisi, adım adım yani sevgililerinden işte arkadaşlarına o fişleme belgelerinde açık tanımlar yazıyor çünkü.
16:26İşte gittiği esnaftan işte bankaya kadar yani konuştuğu bankacıya kadar her adımı fişlenen birisi herhalde sınıra bir insan kaçakçısıyla gittiği aşamada izlenmeye olamaz.
16:40Fişleme belgeleri bize bunu söylüyor.
16:42Herhalde Sabahattin Ali de ıstırancı ormanında gece kalıp sabah Bulgaristan sınırını geçecekken ben devrim yapmaya gidiyorum diye bir insan kaçakçısına anlatmaz.
16:54Sonra da kafasına herhalde odunla vurularak öldürülmez.
16:57Hani herhalde diyoruz keşke yüzde yüzüne ulaşabilsek ama belgeler bize kurgusal toplumada bir ders verme cinayeti işlendiğini,
17:09bir toplum mühendisliği adına bu cinayetin işlendiğini bana kadırsa ortaya koyuyor.
17:13Kesinlikle. Peki Kahramanımız Gerçeğin Peşinden koştukça kendi hakikatiyle de yüzleşiyor aslında.
17:23Zorunlu kalıyor. Kafka'nın dönüşümdeki Gregor Samsa karakteri gibi hakikate yaklaştıkça tiksinerek dönüşmek mi? Kaçınılmaz mı? Ne dersin?
17:38Kendini dövmeden çok sağlıklı uyanamazsın. Yani hakikate yaklaşmak bir bedel.
17:45Metafor çok iyi. Hamam Böceği olayı yani romanında da olan hani etkili. O yüzden orayı biraz konuşmamız gerekiyor.
17:54Evet yani Hamam Böceği hani bunca olay olmuş işte sevgilisi terk etmiş işte yapayalnız mesleğini yapmıyor bilmem ne ama
18:04hani geçmişinde bir cinayet hikayesi var işte ablasının katillerinin peşine düşmemiş bunun için bir yandan suçlu ilan ediyor
18:14ama bir yandan da kendine bir sürü şey hak gören bir karakter.
18:18Bu arada abla zaten kulağına fısıldıyor hani bu Sabahattin Ali cinayetine de onu harekete getiren yine bir abla. Ablanın orada rolü çok büyük.
18:27Evet yani abla hayatın merkezinde zaten ama ama sokağa çıkmasını sağlayan bir Hamam Böceği tabii ki.
18:37Elbette orada Samsa'ya bir selam var ve diğer taraftan da evet hani hakikate ulaşma yolculuğu kendinle yüzleşebilmek herkesten önce.
18:48Çünkü hani bu hakikat dediğimiz şey ya da anlamak dediğimiz şey yani bütün felsefe tarihinde de böyledir.
18:57İnsanın kendini anlama çabasıyla başlar.
19:00Anlama şansınız yoksa kendinizi anlama kendi hakikatinize erişme şansı ve cesareti de ektiğim oraya yoksa başka bir şey anlamanız da olan haksız zaten.
19:13Onun için o yolculuğun hani romanda da bu kurgunun seçilmesinin ikili yani bir toplumsal cinayet.
19:20Bütün toplumun merak ettiği, ilgilendiği bir cinayetle kahramanın kendi hayatındaki cinayet arasında ikilik kurulmasının sebebi de bu yani o hakikat arayışı.
19:31Önce kendiyle ilgili olabilmeli ki diğer toplumsal olan cinayeti de anlayıp anlatabilsin.
19:37Onun için evet biraz acı çekmeyi hani tiksinmek mi diyeyim kendimden ama belki belli noktalarda öyledir.
19:46O noktada erişmeden belki hani ferah bir yere çıkabilmek, aydınlık bir zemine çıkabilmek mümkün değildir herhalde.
19:55O yolculuk evet öyle bir motivasyonla gerçekleşiyor.
20:00Orada da zaten farkındalık önce kendinden başlıyor.
20:03Yani çok net bir de bir mesaj var orada.
20:06Verdiğin referanslar da çok önemli.
20:07Bence Mark Ruiz'in iyi bir hikaye gerçek hikayedir diyor.
20:12Gerçekten en iyi anlatılan hikaye mi yoksa Sabahattin Ali'yi öldürenlerin hikayesi gerçeğin önüne geçti mi?
20:19Ne dersin burada bu anlamda?
20:22Şöyle hani romanın başında Serkaz'a da bir atıf var orada.
20:29Hikaye öldürür, gerçek yaşatır diyor.
20:33Zaten bana kalırsa bütün bu hikayeleri yazabilmek ya da hikayeleri anlayabilmek, bize anlatılan hikayelerin ardındaki hakikati bulabilmek, içindeki değeri bulabilmek biraz gerçeğe yaklaşmakla mümkün.
20:50Biz aslında biraz böyle bir hikaye yaşıyoruz.
20:55Kendi hayatımızda da bir hikaye yazıyoruz.
20:58Onun için anlatıcının sözüne hakikat gibi bir arayışı yoksa, böyle bir derdi yoksa anlatıcının sözüne de bir yere kadar güvenebilirsiniz.
21:12Herkes kendi gerçekliğini anlatır biliyorsunuz.
21:15Bunun için kurgu tehlikeli bir şeydir.
21:18Hani o kurgulardan kurtulmanın önemini de biraz anlatmaya çalışan bir roman.
21:25Ama o kurguya inanan okuyucuysa o kurgu da gerçek oluyor anlatıcıya göre aslında.
21:32Elbette, onun için anlatıcı bir noktada güvenilmezdir.
21:36Yani anlatıcının kendi yolculuğunu yaparken o kurum da başka bir yolculuğa çıkması arzulanır ya da en azından bu soruyu sorması arzulanır.
21:44Aynen öyle.
21:45Peki bu gerçekten bahsetmişken son olarak sormak istiyorum.
21:50Bu Sabahattin Ali'yi öldüren sistem bugüne kadar Musa Hancer'den Hrant Dirk'e kadar pek çok cinayet işledi.
21:57Tüm dünyada sadece bizim ülkemiz için değil tüm dünya genelinde devletlerin cezasızlık politikası sürekli yeniden yazılan bir kurmaca mı?
22:07Hem yeniden yazılan hem de bir taraftan kendini sürekli geliştiren.
22:16Yani siz o sistemle mücadele araçlarını geliştirdikçe karşı taraf da o mücadele araçlarını geliştirir.
22:24Yani hani cezasızlık ilk ortaya çıktığında şöyle adlandırılan bir kavramdı.
22:28İşte kamu görevlileri bir suç işler ama onların işlediği şey cezasız bırakılır.
22:34Bunun adı cezasızlıktır.
22:36Yani şimdi bunun medya boyutu var, meşruiyet sağlama boyutu var, toplumsal zemin kazanması boyutu var.
22:43O araçlar o kadar gelişti ki mesela en basiti o kamuoyuna şunu dedirtebiliyorsanız.
22:51Yani ben hep şeyi örnek veririm.
22:55İşte o da taş atmış.
22:59Sonuç ne olmuş? Öldürülmüş.
23:01Ama siz kamuoyuna işte o da atmasaydı o taşı dedirtebiliyorsanız bir kere amaç asılı olmuştur zaten.
23:07Yani Sabahattin Ali öldürmüş, ne yapmış ama komünistmiş o da canım yani.
23:12Bunu dedirtebildiğiniz noktada sistem başarılıdır, cezasızlık sistemi.
23:17Tabii sonuna bir büyük ünlem koyarak söylüyorum o başarıyı.
23:21Onun için bütün dünyada az ya da çok bu sistem uygulanır.
23:27Kendisini de geliştirerek uygulanır.
23:30Önemli olan yani bütünüyle bitirmenin çok mümkün olmadığını görüyoruz ve bütün rejimler içinde geçerlidir.
23:37Önemli olan alanını daraltabildiğiniz kadar daraltmaktır yani bununla mücadele ederek.
23:43Ama biz maalesef işte çok ders alan bir ülkede değiliz.
23:48Ben Sabahattin Ali cinayetini araştırırken en çok şunu üzülerek görüyordum.
23:52Hrant Dink cinayetiyle o kadar benziyor ki parametreleri yani.
23:57Hedef gösterilme süreci özellikle, hedefe konulma, oradan bir nefret sujesi inşa edilmesi,
24:05onun toplumsal meşruiyetinin sağlanması ve sonra cinayetin işlenmesi o kadar birbirine benziyor ki.
24:12İnsan üzülerek şunu fark ediyor.
24:14Hakikaten hani bir hakikat arayışı peşinde koşan insanlar var ama çok az yol kat edebilmişiz diye üzülüyor insan.
24:24Ki hani bu kadar belgeler bulunmuş ve ortaya çıkan gerçekler var.
24:31Ona rağmen hiçbir şey yapılamaması da insana çok okurken bile hani ben çok üzüldüm bir anlamda.
24:39Çok acı değil mi? Ne diyorsun bu konuda?
24:42Ya şöyle hani zaten ben Sabahattin Ali cinayeti için gerçekten devletin böyle bir yüzleşme yaşayıp işte çıkıp da
24:54ya bunlar oldu ve biz üzgünüz demediği müddetçe bir şey olmasını beklemiyorum ama işte daha yakın tarihli vahim örnekler var.
25:02Yani göz açılayıncaya kadar geçiyor.
25:06İşte hrantlik dedik mesela yani bir bakıyorsun 20 yaşında bir çocuk için tarih olmuş, geçmişte işlenmiş bir cinayete dönüşmüş durumda.
25:16Oysa ne kadar diri bizim için değil mi o adalet mücadelesi, bir türlü kapıların açılmaması,
25:22insanların yakınlarının ölümüne hayatlarını ortaya koyarak mücadele etmesi.
25:27Bütün bunların en başta bu kadar zor olmaması gerekir zaten.
25:30Yani bu mücadeleyi yakınlarının vermemesi gerekir.
25:35Hakikaten orada bir güven duymanız gerekir.
25:38Yani tamam benim başıma bu geldi ama bu işten sorumlu insanlar bunu aydınlatacaklar diyebilmeniz gerekir.
25:45Bunu diyemediğiniz bir noktada zaten işte o belgeleri bulduğunuzda da bir hakikati açığa çıkardığınızda da çok umutlu olmuyorsunuz.
25:55Ama deşifre etmiş oluyorsunuz.
25:57O kısmı önemli.
25:58O çok önemli tabii ki.
26:00Peki son olarak şeyi sormak istiyorum.
26:02Sabahattin Ali'nin öldürüldüğü süreçte ya da diğer cinayetlerde sadece devlet değil aslında o dönemin boy gösteren medyası, aydınları, yazarları hepsi vardı.
26:15Ve bu cinayet sadece bu devlet operasyonuydu okey ama toplumun farklı kesimlerinden de gelen bir sessizlik ya da sessiz bir mutabakat yok muydu?
26:25Yani hiç kimse de o dönem dahi ses o kadar da çıkmadı, çıkmamış.
26:32Ya bana kalırsa bunun iki çok net kanıtı var.
26:36Bir kere hani Nihal Hatsız ismini burada zikretmiş olayım yani Sabahattin Ali'nin geçmişte yakın arkadaşı.
26:42Ve ondan sonra çok açık yazılarla Sabahattin Ali'yi hedef gösteren, işinden olmasına yol açan,
26:49Sabahattin Ali hak aramak için adliyeye başvurduğunda neredeyse linç edilme riskiyle karşı karşıya kaldığı bir ortam yaşıyor ve bir hedef haline geliyor.
27:01Sabahattin Ali o dönem Aziz Nesin'le Marco Paşa'yı çıkardığında hemen her hafta her gün karakola gitmek zorunda kalıyor, her türlü baskı aracı kullanılıyor.
27:12Ve Sabahattin Ali gibi bir yazar hakikaten tamam bir taraftan yurtdışına çıkmak istiyor ama diğer taraftan ailesini geçindirebilmek için kamyoncu nakliyecilik yapmak istiyor.
27:25Yani gidiyor kamyon kilo alıyor tamam bir tarafa evet böyle bir planı var ama diğer taraftan gerçekten çok parasız kalıyor.
27:33Bir kere tecrit ediliyor toplumda.
27:36Bir de cinayetin sonrasına bakmak lazım.
27:39Sabahattin Ali'nin eserleri 60'lı yıllara kadar tekrar basılamıyor.
27:43Sabahattin Ali'nin ailesi Almanya'dan getirdiği kitaplarını satarak ve Sabahattin Ali'nin kendisine ait olduğunu gösteren imzasının bulunduğu sayfaları yırtıp satarak bir süre geçirmek zorunda kalıyor.
28:00Şunu beklersiniz değil mi? En azından toplumsal olarak böyle bir cinayet işlenmiş sahip çıkılsın diye.
28:06Onu da görmüyorsunuz.
28:08Yasaklığı, unutturulmak istenen ve kimsenin de buna itiraz etmediği bir isim.
28:15Yani cezalandırılması o tam da cezasızlık sisteminde yer aldığı biçimiyle cezalandırılması normal karşılanan sonrasında da unutturulmak istenen bir isim.
28:25Şimdi popüler olması bu ismin bizi yanıltıyor ama 50'li yıllar boyunca tek bir kitabı yeniden basılmıyor Sabahattin Ali.
28:33Son yıllarda en çok satanlarda belki herkes okuyor ama dediğin gibi çok uzun bir zaman hiç bilinmedi, okunmadı ve birden patladı.
28:45Çok teşekkür ederim Gökçen. Benim için gerçekten seninle buluşmak ve konuşmak çok değerliydi.
28:50Tekrar teşekkür ederim katıldığın için.
28:52Çok teşekkür ederim.
28:53Hoşçakalın.