• 5 gün önce
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Mustafa Armağan, 'HÜDAPAR Çalıştayı tarihî bir adımdır' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Category

🗞
Haberler
Döküm
00:00Hüdapar Çalıştay'ı tarihi bir adımdır. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı
00:09Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 tarihli açıklamasıyla, Müzmin Kürt meselesinde
00:15yeni bir safhaya adım atıldı. Kan dökülmemesi ve silah bırakılması yönündeki bu cesurca hamle,
00:2147 yaşındaki PKK'nın tam manasıyla silahı bırakıp Kürtleri demokratik çatı altına,
00:27meclise toplanmaya davet ediyordu. Süreç gayet olumlu bir seyir izledi ve hem İmralı hem
00:33Kandil hem de diğer partiler, bu arada CHP tarafında da olumlu bir karşılık buldu.
00:38Bu defa barış kazanacak, umutları ilk kez hem devlet hem de toplum nezdinde müspet yankılar
00:45buldu. Hüdapar'ın 15-16 Şubat 2025 tarihlerinde Diyarbakır'da düzenlediği,
00:52Kürt meselesine insani çözüm Çalışdayı'nın tam da Abdullah Hocala'nın açıklama yapacağı ileri
00:58sürülen tarihe denk getirilmesi manidardı. Gerçi açıklama ertelendi ama Çalışday,
01:04barış sürecine olumlu bir katkı olarak hafızalarda yerini aldı. Ben de 15 Şubat
01:10günü Çalışday'ın ilk oturumuna katılarak, Türk-Kürt kardeşliğinin tarihi kodları,
01:14başlıklı bir konuşma yaptım. Benden önce Mehmet Metiner, Yıldıray Oğur ve Abdülkadir
01:21Osman Beylerin konuşmaları olsun, açılıştaki muhtelif görüşlere sahip kanaat önderlerinin
01:26sözleri olsun bütünleştirici, barış isteyen ve silaha son vermeyi amaçlayan son derece yapıcı
01:31açıklamalardı. Ben de Bediüzzaman Said Nursi'nin Ankara'da meclise davet edilişinin
01:37nozanda İngilizler tarafından gündeme getirilmek istenen, Türkler ile Kürtlerin aralarını açmaya
01:43yönelik azınlık hakları veya özellik tanıma gibi sinsice girişimlerin önünü kesmeye
01:47olarak Kürt mebusların iknasına yönelik olduğunu söyledim. Bu tezin epeyce kişiyi
01:53şaşırtmış olduğunu öğrendim. İkinci olarak bizim milliyetçiliğimizin batı tarafından
01:59kurgulanıp ithal edildiğini, bu yüzden kendi milletimizin hayalini kuramadığımızı,
02:04millet hayalimizin batılı normlarla açıklanamayacağını ve Kürtlere yönelik yanlışların
02:09batının hayal ettiği millet kavramından çıktığını ifade ettim. Üçüncü olarak da
02:14her günkü yazımda dile getirdiğim gibi, 17 Haziran 1919 tarihli Erzurum Vilayet Kongresi'ne
02:21sunulan bir layihada Ermenilere karşı Türkler ve Kürtlerin ayrılmaz bir bütün oluşturduğu
02:26iddiasının bulunduğunu, aynı layihada, Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz Olamaz,
02:30vurgusunun yapıldığını beyan ettim. Demek ki dedim, bundan 106 yıl önceki şuura geri dönüyoruz.
02:37O zaman mesele Türkler ile Kürtlerin yaşadığı ortak coğrafyada bir Ermeni
02:43devleti veya mandası kurulmasıydı, bugün Büyük İsrail ve sınırımızın ötesinde kurulacak
02:48piyon bir Kürt devleti tehdidi karşısındayız. Konuşmamı iki halk arasındaki kardeşliği
02:54vurgulamanın yeri ve zamanıdır sözüyle bitirdim. Çalıştayın sonunda hazırlanan bildiriyi sonradan
03:01okuma imkanım oldu, çünkü aynı günün sabahı Akit TB'deki canlı yayına katılmak için yola çıkmıştım.
03:08Her ne kadar bildiri teker teker imzaya açılmamış ve katılımcıların en azından benim,
03:13onayına sunulmamış olsa da genel olarak çalıştayın ruhuna uygun bir metin olduğunu söyleyebilirim.
03:18Elbette formülasyon ve diline itiraz edeceğim bazı cümleler vardı, ama genel olarak müspet bir
03:25metin çıktığını söyleyebilirim. Sonuçta yüzyılık kambren olmuş bir meseleyi konuşuyoruz.
03:32Ne hatalar yapılmadı ki şimdiye kadar? Zaten o hatalar yapıldığı içindir ki patinaj yapıp durduk.
03:40Mühim olan, konuşabilmek, müzakere edebilmek değil midir?
03:45Fransız filozofu Ernest Renan'ın dediği gibi bir millet, her gün yapılan bir plebisittir yani
03:51halk oylaması. Her gün halka soruyor ve evet cevabını alıyorsanız mesele yoktur.
03:58Ancak bir plebisitte hayır cevabı evet cevabına yaklaşmış veya geçmişse, o zaman yapacağınız şey,
04:05plebisiti iptal etmek değil, tekrar ve tekrar halka sormaya devam etmektir.
04:10Acaba ben mi yanlış anladım? Bir daha soralım demektir.
04:152013 yılında akil insanlar heyetinin bir üyesi olarak keşke o zaman da bugünkü olgunlukta halka
04:23soruyorsa ve cevabı beklenseydi diyebiliyorum. O tarihte aynı heyette bulunduğumuz Mehmet Uçumun
04:29bugün Hüdapara, çalıştığa katılanlara ve kendisi gibi düşünmeyenlere parmak sallayıp
04:34tehdit eder ve aşağılar hale gelmesi ise hazin ve ibretlik bir vakadır.

Önerilen