İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Demokrasiyi, kendilerini onaylamak zanneden bu gözü dönmüşlük, maalesef artık gemi iyice azıya aldı. Şimdi çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Milletimizi 'Sokağa çıkarsanız yakarız' diye tehdit ederken, sokağa çıksınlar diye de tahrik ediyorlar. Artık biliyoruz, kaos peşindeler. Buradan hatırlatıyorum, siyaset tarihi göstermiştir ki, kaosu yaratanlar, o kaosun altında kalmaya mahkumdur. Öz milletine illet-zillet diyebilecek kadar gözü kararmış bir kibri buradan uyarıyorum; Büyük Türk Milleti’nin ferasetini unuttunuz. Bunun siyasi faturası sizin için çok ağır olacak” dedi.
(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Demokrasiyi, kendilerini onaylamak zanneden bu gözü dönmüşlük, maalesef artık gemi iyice azıya aldı. Şimdi çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Milletimizi 'Sokağa çıkarsanız yakarız' diye tehdit ederken, sokağa çıksınlar diye de tahrik ediyorlar. Artık biliyoruz, kaos peşindeler.
hbrlr1.com/ctlclcfakckckl
(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Demokrasiyi, kendilerini onaylamak zanneden bu gözü dönmüşlük, maalesef artık gemi iyice azıya aldı. Şimdi çok tehlikeli bir oyun oynuyorlar. Milletimizi 'Sokağa çıkarsanız yakarız' diye tehdit ederken, sokağa çıksınlar diye de tahrik ediyorlar. Artık biliyoruz, kaos peşindeler.
hbrlr1.com/ctlclcfakckckl
Kategori
🗞
HaberlerDöküm
00:00Sayın milletvekilleri teşkilatlarımızın kıymetli
00:24başkan ve yöneticileri salonumuzu şereflendiren
00:29muhterem misafirler basınımızın güzide temsilcileri
00:35ekranları başında ve sosyal medya platformlarından bizleri
00:39izleyen aziz vatandaşlarım saygıdeğer hanımefendiler
00:45beyefendiler ve sevgili gençler hepinizi en içten
00:50duygularımla selamlıyorum. Haftalık olağan grup
00:54toplantımıza hoş geldiniz, şeref verdiniz efendim.
01:03Her hafta grup toplantısı bitip bu kürsüden inerken kendi
01:10kendime söz veriyorum. Diyorum ki haftaya ne olursa olsun bu
01:16ülkeye dair hayallerimi anlatacağım. Partimin gençlere
01:22çocuklara dair okullara dair şehirlere dair kısaca
01:29yaşamaya dair projelerini anlatacağım. Umuttan
01:33bahsedeceğim. Güzelliklerden de vuracağım. Ama gel gör ki izin
01:40vermiyorlar. Bırakmıyorlar. Tebessümlerimizi ya toprağa
01:45gömüyor ya da demir kafeslerin ardına koyuyorlar. Ve ben buna
01:52kader demiyorum. Diyemiyorum. Kader deyip geçmeyi de
01:57reddediyorum. Malumunuz üzere tam yetmiş sekiz vatandaşımız
02:04Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında can verdiler. Yine
02:09önlenebilir bir olayda hayatlarını kaybettiler.
02:14Üstelik otuz altı tanesi çocuktu. Daha bir hafta önce
02:19karnelerini almış ve sadece Şubat tatili yapmak isteyen
02:25otuz altı çocuğumuz hayatlarının baharında kaybolup
02:30gittiler. Yeni doğan bebeklerini hastanede
02:33koruyamayan bu kahrolası düzen karne hediyesine kavuşmuş belki
02:39o tatili yapabildiği için şanslı diyebileceğimiz bir
02:44avuç evladımızı da koruyamadı. Garibanına gün yüzü göstermedi.
02:50Güler yüzü yüzü güler gibi olana dahi tebessümünü
02:55tamamlatmadı. Pazartesi günü sabah okula gideceklerdi. Şimdi
03:01kara toprağın altına girdiler. Yöneticilerin ihmallerinden
03:07kaynaklanan hiçbir ölüm toplumun hassas olduğu duygular
03:12istismar edilerek geçiştirilemez. Iki bin iki
03:16sonrasında yönetimin ihmali, denetim eksikliği ya da
03:21kayırmacılığından kaynaklanan ve kader, fıtrat denilerek üstü
03:27örtülen ölüm sayısı yaklaşık elli beş bin civarındadır. Bu
03:33sayıya deprem felaketlerinde hayatlarını kaybedenler dahil
03:37değildir. Istisnasız herkesin kabul ettiği üzere insan en
03:43değerli varlıktır. Ve devlet yönetiminde öncelik yaşam
03:48hakkıdır. Insan hakları evrensel beyannamesinin üçüncü
03:53siyasi ve medeni haklar uluslararası sözleşmesinin
03:58altıncı maddesinde yer alan yaşam hakkının korunamaması
04:02devlet vasfının ortadan kalkması anlamına gelir. Ne
04:07yazık ki ülkemizde yaşanan durum tam da budur. Devletin en
04:13tepesindeki şahıstan bakanlarına, bakan
04:16yardımcılarına ve diğer yönetici pozisyonlarına kadar
04:20neredeyse hepsinin açık ya da örtülü şekilde holding patronu
04:26olduğu bir düzende yaşıyoruz. Ihaleye çıkmak için
04:31sorumluluk yarışına giren, oturdukları koltuğu Erdoğan'ın
04:35verdiği tımar zanneden sıra görev sorumluluğuna geldiği
04:40zaman sırra kadem basanların düzeninde yaşıyoruz. Bu
04:45isimlerin en bilineni Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri
04:51Ersoy. Kendi atadığı bürokratlara kendi işletmelerini
04:56denetleten kendi otellerine istediği kıyı şeridinden arsa
05:01tahsis ettiren Türkiye'yi ucuz turizm cenneti haline getirerek
05:07Türkiye'nin kültür ve turizm potansiyelini yok eden zattır
05:12kendileri. Adeta Erdoğan'ın kayyum rejiminin bir özetidir.
05:18O da turizmin başındaki kayyumdur. Bu kimseler tıpkı
05:25genel başkanları gibi aldıkları ya da alamadıkları kararlarla
05:29hayatlarımız üzerinde sonsuz yetki sahibi dertlerimize karşı
05:35ise mutlak sorumsuzdurlar. Her biri iç işlerinde serbest dış
05:41işlerinde saray kayyumuna bağlı şirket patronlarıdır. Ama
05:47burada bir püf noktası vardır. Bakanlıkları ve bakanlıkların
05:52görev alanındaki kamu hizmetini basiretli bir tacir
05:57bir şirket gibi bile yönetmeyi beceremezler. Yetkilerini ve
06:03görev sahalarını kendileri için ikballeri için ve saray
06:08kayyumunun nam ve şahsı için bir şirket sermayesi olarak
06:13kullanırlar. O yüzden Türkiye'de devlet idaresi kar
06:18peşinde koşan bir şirket bile değildir. Mesele bütün
06:23Türkiye'nin kaynaklarıyla insanlarıyla bu harami
06:28düzeninin devamı için bir şirket sermayesi gibi
06:32kullanılmasıdır. Kiralanması, rehin edilmesi, ipoteğe
06:38konulması, satılması, üzerinde inşaat yapılması, değiş dokuş
06:44edilebilmesi bundandır. Elbette sadece arsu olarak gördükleri
06:49vatan toprağından bahsetmiyorum. Pul kadar bile
06:53değer vermedikleri maraba saydıkları Türk
06:57vatandaşlarından bizden hepimizden bahsediyorum. Aziz
07:03milletim, işte bu yüzdendir ki Türkiye'de yaşamak pahalı, can
07:09ucuz, ölmek ise bedavadır. Yaşanan faciaların daha dumanı
07:15tutarken bir yenisinin patlak verebilmesi bundandır. Ve
07:20bizler işinde gücünde vergisini veren kurallara uyan dürüst
07:26vatandaşlar haberlere, görüntülere üzülürken daha
07:31olanın hesabını soramadan başka bir acı olayla sarsılırız. Yirmi
07:37iki yıldır başımıza gelenlerin haddi hesabı yoktur. Pamukova ve
07:43Kütahya tren kazalarıyla ihmal ve sorumsuzluk düzenleri
07:48başlamıştır. Ermenek'teki, Sirt'teki, Amasra'daki,
07:53Kastamonu'daki, İliş'teki, Soma'daki maden facialarıyla
07:58her yıl yaşamak zorunda kaldığımız Karadeniz'deki sel
08:03felaketleriyle, Davut Paşa'dan Oslim'e her gün yaşanan iş
08:09cinayetleriyle Muğla, Antalya, Hatay ve İzmir'deki yangınlarıyla
08:15doğrudan on bir ilimizi dolaylı olarak yetmiş ilimizi sarsan
08:21depremlerle daha bir ayı henüz dolan Balıkesir'deki
08:26patlamayla birbirini tekrar etmiştir. Olaylar hiç şaşmaz
08:31bir sıra ile tam olarak şu şekilde gerçekleşir. Bir
08:37canlarımız insanlarımız ihmal, denetimsizlik, kuralsızlık ve
08:42umursamazlık sebebiyle hayatlarını kaybederler. Iki
08:47hızlıca yayın yasağı getirilir. Eş zamanlı olarak
08:52propaganda başkanlığının emriyle trol orduları milletin
08:56adamı mesajları atarlar. Üç bakanlık yaptığı hizmet
09:01alanına tefeci gözlüğüyle bakanların gözü pek sözcüsü
09:06bakur bir duruşla gözü pek sözcüsü bakur bir duruşla şu
09:11açıklamayı yapar. Acılar üzerinden siyaset olmaz. Bu
09:16olaylar siyasete malzeme yapılmamalıdır. Çünkü siyaset
09:22onlara göre hizmet et hesap ver değil üzümü ye bahçeyi de bir
09:29güzel döv işidir. Dört devamında muhalefet ve basın
09:34mensupları şeytanlaştırılırlar. Yayın
09:37yasağına uymayanlara kısa yoldan yurt dışı yasağı konur.
09:41Beş ayar verilen muhalefetten ve basından sonra kendilerinin
09:47ne kadar halk adamı olduklarını hatırlatmak lazım gelir. Devleti
09:52yönetenler büyük samimiyetle başsağlığı mesajı
09:56yayınlarlar. Başsağlığı dileğini işte